Ergo Manifesto, blokzinciri teknolojileri hakkında bir vizyon sunmayı ve eğitmeyi amaçlamaktadır. Kurmayı umduğumuz toplum yatay işbirliği ile işçilik, ticaret, alışveriş, dayanışma ve karşılıklı yardım gibi bölümlerden oluşmaktadır.
İnanıyoruz ki bunları yaratmak ancak tüm insanlara fayda sağlayacak temel prensipleri koruyarak ulaşılabilir. Yarattığımız teknolojiler gelişirken, insanlık hakları ve değerlerine bağlı temel prensipleri de muhafaza etmeliyiz. Yaratılan araçlar insanlık değerlerini zenginleştirmeli ve insanları gözetim ve kontrol sistemlerine boyun eğdirmemelidir.
Kushti tarafından- Ergo Takımı’nın yardımlarıyla
Birçok blokzincir konulu haber X bankasının veya Y şirketinin “maliyet düşürmek” için “blokzincir” kullanacağını söylüyor.
Bu popüler kelime, büyük bankacılar tarafından verimli bi şekilde değer üretecek veya iş istihdamından tasarruf edecek bir araç olarak düşünülüyor.
Çevrimiçi forumlarda erken yıllarda dolaşırken tanık olduğum şuydu,
Kripto para sıradan insanları zenginleştirecek araçları sağlamalı- geçimini sağlamakta zorlanan küçük işletmeler için, kişiselliğini yitiren büyük finans sermayeleri için değil. Bana ilham veren buydu. Bu benim hayalim.
Genel topluluğun bakış açısından görürsek, kripto paraların amacı kişilerin her türlü büyüklükteki ve her yerdeki şirketleriyle büyük oyuncuların insafına kalmadan ekonomik aktiviteler gerçekleştirebilmelidir.
Araçlar, şirket pratiklerinin takip ettiği yasal uygulamalar ve gelenekler nasıl olursa olsun insanların sözleşme yapmalarını sağlamalı (dijital, otomatik, akıllı sözleşmeler) .
Umarım Ergo bu konuda faydalı olur. Binlerce küçük kooperatif ve kişisel girişimciler, karlarını ülke dışı gizli hesaplarda tutan şirketlere göre kıyasladığımızda, sağlıklı ve düzenli gelişime karşı çok daha hassaslar.
Hadi topluluklara uygulama ve entegrasyonu ele alalım: kooperatif kurumlar, kar amacı gütmeyen kurumlar, insan odaklı yardım fonları.
Hadi taban-çıkışlı(grassroots) bir ekonomi yaratmaya çalışalım.
Evet pek çok farklı şey inşa edilebilir, fakat düşünüyorum ki benim hedefim unutulmamalıdır. Akıllı sözleşmeler sıradan insanları korumalı ve onlar için değer yaratmaya çalışmalıdır.
İlk Bitcoin bloğu (Genesis Block olarak bilinir) bir mesaj taşıyordu, “The Times gazetesi 03/Ocak/2009, Şansölye bankalar için ikinci kurtarma paketinin ucunda.”
İlk çalışan blokzinciri Bitcoin’in yaratıcısı kendisini “Satoshi Nakamoto” rumuzunu kullanarak gizli tutmayı tercih etmiştir.Bu blok, Bitcoin’in yaratımının tarih damgasını vurdu ve her bir yanda teknolojik ve finansal bir evrim çağını başlattı.
Merkeziyetsizleşme politiktir. Bu durum tekel kuvvetlerin teknolojiyle yer değiştirebileceğine dair fikirin doğmasına yol açmıştır. Sistemler, herhangi bir aracıya ve gözetime ihtiyaç duymadan küresel değer transferi yapabilecek duruma gelmiştir.
İnsanlar, hangi para birimini kullanacağını tercih edebilmeli; kimle, nasıl ve ne zaman alışveriş yapacaklarına karar verebilmelidir.
Tüm bir endüstri, kişiden-kişiye alışveriş (peer-to-peer, P2P) etrafında kuruldu. Açık, sınırlara takılmayan ve güvenli kanallar ile ekonomik oyun alanı seviyemizi eşitleyebileceklerini kanıtladılar ve dünyanın ortalama bir insanı için refah araçları sağladılar.
Kripto marketlerin mentalitesi 2017'deki ICO (İlk Koin Arzı) çılgınlığı sırasında oldukça değişime uğradı. Görünen o ki tüm sektör birden kurtarma paketleri, para basma ve teşvik paketlerini kutlar hale geldiler.
Evet, yerel paralar karşısında yüksek getiriler oldu ve heyecanlandıran pazarlama yöntemleri kullanıldı fakat görünen o ki siberpunkların (CypherPunk) orjinal amaçları gittikçe ortadan kayboluyor.
Bu ele alınması gereken bi konu. Eğer kripto paralar ortalama bir insan için etkili bir araç olarak kabul görecekse, şekillendirmeye ve benimsemeye ihtiyacımız var. Şu anda, görünen o ki market zihniyeti şu şekilde: Kullanıcıları nasıl heyecanlandıracak pazarlama yöntemleriyle tuzağa düşürebiliriz, fiyatları şişirebiliriz (Pump) ve toplulukların yeni üyelerini yiyebiliriz.
Günümüz marketinin durumu biraz üzücü. Kripto-devriminin köklerine geri dönmeliyiz; kişisel, güvenli ve gerçek dünya benimsenmesini sürdürecek merkeziyetsiz araçlar üretmeliyiz. İdeal olan, insanların değer üretmesine yardım edecek araçları üretmektir.
Küresel ekonomi sistemi orijinal yardım paketlerinden beri ilerleme kaydetmedi. Anladığım kadarıyla kişisel mahremiyeti ve güvenlik konularında duygusal uçlarda oynayan merkezi bir anlatı var; ancak, gerçek olan ise her zaman için ekonomiler patladığı zaman sıradan insanların yanan tarafta olmasıdır.
Bir saniyeliğine düşünün.
Şirketlerin yurtdışı marketlere ve yurtdışı kredilere erişimi var. Ekonomik sıkıntılara uyum sağlamak için kullandıkları bir sürü araçları var.
Suçlu şirketlere gelince, onlar genelde ekonomik sıkıntılardan fayda sağlıyor. Zor zamanlar kendi kendine tedavi yöntemlerine yol açar. Daha büyük suçlu şirketler ise gerekli olarak ihracat/ithalat işi yapar. Yurtdışı yerel paralara erişimleri vardır ve genelde karaborsa döviz büroları işleterek daha yüksek kaldıraçla uluslararası kar elde etme olanağı bulur.
Terörist oluşumlar ekonomik zorluk zamanlarından fayda sağlar. Hiçbir şey bir insanı kapana düşmüş ve umutsuz hissettirmekten daha çok şiddete eğilimli bir hale getiremez. Terörist oluşumlar kaosun hüküm sürdüğü bölgelerde gelişirler. Kaostan beslenirler; bu onların en iyi destekçi toplama aracıdır.
Refah sahibi olanlar ise genelde uluslararası dağıtılmış yatırım hesaplarına sahiptirler. Genelde hızla paraya çevrilebilen (likit) mal varlıkları vardır ve genel olarak ekonomik zorlukları küresel market erişimi, vergi cennetleri gibi yasal boşluklar ve yasalar arası arbitraj ile önleyebilirler.
Ciddi bir huzursuzluk içinde olan birçok ekonomi var, en yakın zamanlarda habere konu olan ülke ise Türkiye’ydi. Türkiye Merkez Bankası yakın zamanda kripto paraların bir ödeme biçimi olarak kullanılmasını yasakladı. Sıradan insanlara fayda sağlayacak potansiyeli olan araçlara erişimi kapattılar.
Türk Lirasının döviz kuru 2010'da 1.14 değerindeydi. Şu anki döviz kuru ise 8.5(26 Nisan 2021). Bu alım gücünde %86.5 düşüş demek oluyor.
Düşünün ki bir Türk olarak; belki de hayatınız boyunca zamanınızı ve emeğinizi harcayarak birikim yaptınız. On yıldan bir miktar uzun bir süreçte ise paranın değerinin %86'sı kayboldu.
Üzücü şey ise blokzincirin Türkiye’de erişilebilir olması, ancak, emanetçi aktörler pozisyonlarını suistimal ettiler.
Sistemleri mümkün olduğunca interaktif-olmayan(non-interactive) ve emanetçi-olmayan (non-custodial) şekilde yapmalıyız. Kötü aktörlerin potansiyelini ortadan kaldırmak ve insanları korumak için. Bu sistem teknolojideki bir hataydı ve merkezi blokzincir yapılarının tehlikelerine karşı bir uyarı olarak hizmet etmelidir.
Hadi bu örneği neden blokzincirinin berbat olabileceğine bir örnek olarak vermek yerine neden sıradan insanların gerçek anlamıyla merkeziyetsizleşmiş ve güvenilir araçlara ihtiyaç duyduğunu gösterelim.
Dünyadaki pek çok hukuk sisteminde, bir ülkenin ortalama bir vatandaşı aslında parasal politikalar üzerinde sıfır etkiye sahiptir. Ortalama bir vatandaşın; şirketlerin, suç oluşumlarının, terörist oluşumların ve servet sahibi insanların sahip olduğu ve finansal problem zamanlarında hem kar edip hem kendini korumak için kullanabildiği araçlara ulaşımı yoktur. Finansal durumlar da bu güçlere sahip olan ve servetlerini esir tutan aynı insanlar tarafından yaratılmıştır.
Gerçekte olan ise tepedeki insanların gemi battığında her zaman bir kurtarma botunun olması ve tabandaki insanların ise gemiyle birlikte batacağıdır.
Şimdi, bu yalnızca Türkiye’ye özgü bir durum değil. Bu şu anki küresel bir fenomen. Refah düzeylerinin dağılımındaki değişime bakınca bu durum gözlenebilir. Ancak, aslında durum daha tatlı gözükmesi için sterilize edilmiştir. Kurtarma botuna sahip olan zenginler değildir, sıradan vatandaşlar ise boğulan kişilerdir.
Bu K Şekilli bir ekonomik iyileşmedir.
Merkezileşmiş programlanabilir dijital para kulağa halihazırdaki parasal sistemin üzerine verimli bir teknik güncelleme gibi geliyor. Bazı alanlarda, bu böyle olabilir. Ancak, görünen o ki paranın temel yapıları gelecekte parayı daha da silahlaştıracak çağın başlangıcını ortaya koyuyor. Şu andaki itibari-para temelli parasal sistemler sıradan vatandaşlara sürekli olarak enflasyonel baskılarla saldırıyor.
Bu doğrudan, merkez bankası para basımının ve merkezi hükümetlerin parasal müdahalesinin ve bütçeleri yanlış yönetmesinin bir sonucu.
Sonuçta olan parasal politika sürekli olarak hayat pahalılığını artırarak sıradan vatandaşı zorluk altında bıraktı. Hiper=Parasallaşma neredeyse tüm varlık sınıflarını servet üreten finansal araçlara dönüştürdü. Bu durum servet eşitsizliğini küresel olarak hızlandırdı ve tarihte daha önce görülmemiş seviyede küresel borç ve enflasyon yarattı.
Çoğu tüketici daha büyük sayıların daha fazla servet anlamına geldiğine inandı. Gerçekte olan ise paranın alım gücünü kaybetmesiydi. Evinizin değeri iki katına çıkmadı; paranız artık yarısı kadar ev alabiliyor. Maaş enflasyonu orta ve alt sınıfa uygulanan küresel enflasyonel baskıyı dengelemekte yetersiz kaldı. Sonuç ise giderek artan kişisel borçlar ve ortalama tüketicideki parasal stres.
Merkez bankaları, Merkez Bankası Dijital Parası (Central Bank Digital Currency — CBDC) üretimine başlamak için kanunsal değişimlere başlamışken, günün sonunda paranın tarihsel anlamını yeniden tanımlayabilirler. Korkarım ki para silahlaştırılacak ve toplumsal kontrolün bir aracı haline gelecek.
İnanıyorum ki paranın silahlaştırılmasının benimsenmesini engellemek için ortada dikkat edilmesi ve reddedilmesi gereken üç önemli nokta var.
İlki, programlanabilir paranın özelliği olarak bir son kullanma tarihi olması ve merkezi güçlere CBDC leri zorla yakabilmeleri için bir yetki vermesi. Bu çok yüksek noktada bir hırsızlığa yol açabilir. Belki de sterilleşmiş terimler duyabiliriz, mesela dijital varlık hak iskatı; ancak, bu derecede merkeziyetleşmiş güç vatandaşlar ve devletler arasındaki güçler dengesini sonsuza dek değiştirecektir.
İkinci özellik ise merkezi gücün vatandaşın bir topluluktaki sosyal statüsüne göre kredi ve ödeme özelliği bağlayabilmesi. Basitçe, bu paranın muhalefete karşı silahlaştırılmasıdir. Bir vatandaşın her özgür toplumda muhalif olabilme özgürlüğü, yasal değişiklikler yaratmak için tek özgürlüğüdür.
Muhalefet etme eksikliğinde toplum özgür değildir. Merkezi erişimin bağlanması, ödül mekanizmaları veya dijital paraya razı olmak parayı düşünceye, söylem ve ifade özgürlüğüne karşı silahlaştırmaktır.
Dijital paranın üçüncü dikkat edilmesi gereken özelliği, belli başlı marketlerde sansür ve limit uygulamaları yapabilmesidir.Bu doğrudan paraya sahip olma fikrine meydan okuyor. Kollektif sosyal sözleşme genelde sizin paranızın size ait olduğunu söyler. O sizin malınız ve mülkünüzdür.
Tüketicilerin servet harcamalarını kısma veya engelleme gücü hepimizin korkması ve direnmesi gereken bir güç. Yasal sınırlar belli başlı marketlere ürünlere ve hizmetlere erişimi engelliyor olsa da, nakit her zaman size aitti. Özgürlüğün bu sütununa saygı duyulmalıdır. Bu potansiyel olarak özgür market konseptini yok edebilir.
Gizlilik bireyi korumak için bir seçenek olarak kalmalıdır. Zorunlu uygulanması gerekmez; insanlara kendi seçimlerini yapma hakkı tanıyın.
Gizlilik birey için bariyerler çekerek bir alan sağlar. Sınırlarının nasıl olacağına karar vermek herkesin kendi meselesidir.
Uygarlıklar daima toplum için neyin daha iyi ve birey için neyin daha iyi olduğu ikilemi arasında var olur. Topluluktaki gerçek varlıklar ise bireylerdir. Tüm kolektifler, dernekler, ve hükümetler bireysel etkileşim ve paylaşımdan doğar.
Gizlilik bireyi toplumdan korur.
Gizlilik kişisel özgürlük için alan yaratır. Kişisel özgürlük bireysel hakların temelidir.
Gizlilik, hem finansas hem kişisel olarak, özgür bir toplumdaki yaşamın vazgeçilmez bir unsurudur. Yanlış ellerde olduğunda, kişisel bilgiler kontrol ve manipülasyon için güçlü aletler olarak kullanılabilirler. Gizlilik kişilerin baskı görmeden kararlar vermelerini sağlar.
Özgür toplumlardaki bireylerin sınırları olmalıdır, kişisel bir gerçeklik, hükümet müdahalesi, gözetimi ve kontrolü olmadan. Şu an dünyamızdaki teknolojik eğilimler bireyin kişisel alanına ciddi biçimde dahil oluyor.
Bireylerin kendi kişisel finansal yaşamlarına dair bilgilere kimlerin erişimi olduğuna dair kontrol sahibi olmalıdır.
Gizlilik bir güven meselesidir. Gizliliğin eksikliği güven eksikliğini gösterir. Güven eksikliği sağlıklı bir toplumda var olamaz. Sağlıklı toplumlar işbirliği ile inşa edilir. Gönüllü işbirliği, güven egzersizidir.
Gizlilik haklarının anlamı, grupların sizin bilgilerinize sizin onayınız olmadan erişememesi ve bilgilerinizden istedikleri faydayı sağlayamamasıdır.
Finansal gizlilik, özellikle hayatidir çünkü otoriter bir rejimin baskısı altında hayatta kalmaya çalışan bir karşıt grubun farkı olabilir. Gizlilik eksikliği, toplum içindeki bireylerin baskıcı rejimler altında hayatta kalamaması demektir.
Tarihte kaç kere dini, politik veya kabilesel münakaşalar bir grubun diğer daha güçsüz grubun gücünü ve servetini ele geçirmesiyle sonuçlandı? Kaç defasında mal varlıklarının otoriter bir hükümet tarafından el konulmasıyla?
Pek çok şirket, muhalifler ve insan hakları grupları tam da bu yüzden finansal varlıklarını konuşlanmış ülkenin dışında tutuyorlar.
Finansal gizlilik insanlara hükümetlerin politik, etnik, dini ve ekonomik nedenlerle hayat birikimlerini ele geçirmesine karşı korumaya imkan verir. Finansal gizlilik özgürlüğün derin ve ve kalıcı bir özelliğidir ve pek çok hükümet bu gizli finansal bilgileri suistimal ettiğini göstermiştir.
Ergo Blokzincirinin amacı Ergonomik Para yaratmaktır.
Ergonomi, insanlar ve sistemin diğer unsurları arasındaki etkileşimleri; insan refahını ve genel sistem performansını optimize etmek için teori, ilkeler, veriler ve tasarım yöntemleri anlamakla ilgili bilimsel disiplindir.
Yeniden ve yeniden, ekonomiler çöküyor, finansal araçlara sahip olanlar sıradan insanların serveti için yamyamlaşmış durumda. Bu ergonomik değildir, bu talancılık ve tekelciliktir. Daha iyi araçlara ihtiyacımız var.
Şimdi belki de rekabet, merkezi güçleri altüst edecektir. Türkiye konusunda kesinlikle öyle oldu. Bu nedenle bu araçların kişisel, esnek, sansüre dayanıklı, güvenli, açık ve özgür olması gerekir.
Belki de gelişmiş bir toplumda yaşıyorsun ve bunun iyi olduğunu düşünüyorsun, merkez bankaları ekonomimize para basıyor. Merkezi bankalar o kadar çok kurtarma paketi sağlıyor ki hiçbir gemi batamaz. Umarım haklısındır, ama korkarım ki hatalısın.
Basitçe nedeni şu ki inşa ettiğimiz araçlar sana bugün fayda sağlamayabilir, ama yanlış düşünme, onlar yarının kurtarma botu olacaklar. Niyetim bu, hayatım amacımın kripto paraya uyarlanması.
Kripto paraların ancak teröristler ve suçluların aracı olduğunu söylemeye cesaret edenlerin bu suçlamayı yapmadan önce bu organizasyonların nasıl fonlandıklarının, korunduklarının ve tedarik zincirine nasıl dahil olabildiklerini araştırsın. Cahiliyet zehirlidir.
Genellikle ıstırabı çekenler tabandaki kişilerdir, ıstırabı başlatan tepedekiler olmasına rağmen. Bu ekonomik suistimal döngüsünün kırılması gerekiyor.
Ergonomik paranın amacı parayı ve akıllı kontratları tüm insanlar için yaratmaktır.
Tabandakiler şu anda ürettiğimiz araçlara en çok ihtiyaç duyanlardır.
Bu bölümde ergonomik paranın yaratılması için takip edilmesi gereken temel prensipleri tanımlayacağız.
Bu “Ergo’nun Toplumsal Sözleşmesi” olarak bahsedilebilir.
Bu sözleşmenin prensiplerinin bilinçli ihlali sonucunda oluşan protokol Ergo diye tabir edilemez.
Ergo mümkün olduğunca merkeziyetsiz olmalıdır. Her zaman büyümeye ve yayılmaya uğraşmalıdır. Herhangi bir partinin sosyal liderleri, yazılım geliştiricileri, donanım üreticileri, madenciler veya fonlar merkezileşme problemlerinden kaçınmalıdır. Yokluğu sistemin işlevini bozacak tüm aktörlerin, bir aksama durumunda acil durum planına sahip olması gerekir.
Merkeziyetsizleşme eğitim ve benimsemeden doğmuştur. İnşa ettiğimiz araçlar belgelemeye ihtiyaç duyar; topluluk daima dahil olmalı ve aktif olarak büyümelidir. Diğerlerine araçları kullanmayı ve uygulamaları öğretmelidir. Internet, merkeziyetsizleşmenin güçlü bir iticisidir, ve öğretmek için de güçlü bir araç olabilir. Merkeziyetsizleşme eğitimden doğar, hem yazılım tarafında hem kullanıcı tarafında.
Ağın güvenliğini etkileyecek zararlı davranışlardan kaçınılmalıdır. Eğer bu durumlar Ergo’nun yaşam süresinde oluşursa, topluluk bu durumun etki seviyesini azaltmak için yollar düşünmelidir. Daima huzursuzluk yaratmak isteyenler, kazanç elde etmek isteyenler, suistimal ederek güçlerini kullanmak isteyenler olacaktır. Peki cevap nedir? Eğitim. Kullanıcıları kendilerini korumaları için eğitmek, zararlı aktörleri tanımlamak, onlardan kaçınmak, ve birlikte çalışarak etkiyi azaltmak. Topluluğumuzun tüm üyelerinin sürekli olarak öğrenmesini, araçları benimsemesini, diğerlerine o veya bu şekilde yardım etmesini cesaretlendirmek isterim. Güçlü bir topluluk güçlü dayanışmadan doğar.
Ergo protokol kullanım konusunda bir sınır koymaz. Bu esnek kalmak için önemlidir. İşbirliğini, ticareti ve insani değerleri kesinlikle savunabiliriz; ancak, onları zorla yaptıramayız. Bu merkezi bir güç gerektirir. Geliştiriciler istediği mantığı kullanmakta özgürdür, uygulamalarının tüm ahlaki ve yasal sorumluluğunu üstüne alarak.
Ana protokol kodu daima açık ve şeffaf kalmalıdır. Her bir satır denetlenebilir olmalıdır. Bu manipülasyonun önüne geçer ver merkeziyetsiz esneklik kurar. Ergo açık kaynak kodlu olmaya ve güvenilir kalmaya kendini adamıştır, ve bu güven daima denetlenebilir kalmalıdır.
Herkes ağa katılabilir ve izne gerek duymadan protokolde var olabilir. Geleneksel finans sisteminin aksine, kurtarma paketleri, kara listeler veya diğer ayrımcı uygulamalar Ergo’nun çekirdek seviyesinde var olmamalıdır. İçerden kişilerin avantajı minimize edilmelidir.
Ergo kullanmak isteyenler için gizlilik araçları sağlamaya kendini adamıştır. Bir kullanıcı, verilerininin gizliliğini sağlamak için araçlar kullanmak istiyorsa, bu kendi tercihleri olmalıdır. Bu tercihi yaparken aynı zamanda eylemlerinin tüm etik ve yasal sorumluluğunu üstlenmelidirler.
Ergo en iyi gizlilik uygulamalarına kendini adamıştır. Bu gelecek ağ ataklarına karşı gizliliği ve blokzincir değerine karşı yapılmış süregelen bir adanmışlıktır.
Ergo, sıradan insanlar için bir araç olmaya kendini adamıştır. Ergo sıradan insanlar için bir platformdur ve çıkarları büyük partiler lehine ihlal edilmemelidir. Özellikle bu, madenciliğin merkezileştirilmesinin önlenmesi gerektiği anlamına gelir. Sıradan insanlar nodül ve madencilik blokları çalıştırarak protokole katılabilmelidir. Autolykos’un ilk versiyonu sonrası Ergo, madencilik havuzların enerji dağılımını sağlamak için çalışacaktır.
Ergo, sıradan insanlara yardımcı olmak için tasarlanmış araçlar sunan bir ekosistem oluşturmaya kendini adamıştır. Kişiler arası alışveriş daima, merkezi alışveriş kurumlarının tehdidi altındadır. Ergo’nun amacı. sıradan insanlara fayda sağlayacak araçlandırmaları cesaretlendirmek ve toplumsal eğitimi güçlendirmektir.
Ergo, üzerinde inşa edilecek uygulamalar için bir kök katmanıdır. Bir çok uygulama için uyumludur, ancak asıl amacı finansal sözleşmeleri daha güvenli, verimli ve kolay yapacak uygulamalar yapmaktır. Ergo daima kendini güncelleyen ve inovasyon getiren sağlam temeller üzerine inşa etmeye kendini adamıştır. Sözleşmesel parayla ulaşılmak istenen amaç yüksek maliyetler ve komisyonlar ile taşmayan bir sistem yaratmaktır. Paranın Ergonomik olması için, maliyet-rekabetçi olmalıdır. Ergo insanların sözleşmesel parayı en iyi derecede kullanabilmeleri için yeni araçlar ve çerçeveler ile yardım sağlayacaktır.
Ergo gelişiminin tüm alanları uzun dönem bakış açısına odaklanmalıdır. Ergo kripto kışında piyasaya sürüldü; Ergo çekirdek geliştiricilerinin amaçları kısa dönem piyasa koşullarının üzerinde olmalıdır. Daima kısa vadeli kazanç için gelenler ve prensipler için gelenler olacaktır.
Açık kaynak kodlu bir konsept olarak akıllı kontratlar sıradan insanları güçlendirecek bir sistem sunar. Hedef en karanlık zamanlarda bile esnek, uyumlu ve güvenli kalmaktır.
Ergo bir platform olarak tasarlandığı için, Ergo üzerinde yapılan uygulamalar uzun dönemde hayatta kalabilmelidir. Esneklik ve uzun süre hayatta kalabilirlik Ergo’yu aynı zamanda sıradan insanlara iyi bir değer saklama aracı olarak hizmet edebilir.
Daima burnumuzun ötesini görebilmeliyiz, geleceği düşünebilmeliyiz. ne tür araçlar ekleyebiliriz? Nasıl gelişim sağlayabiliriz? Neleri riske edebiliriz?
Sıradaki gelen için nasıl hazırlanabiliriz?
Bu uzun dönem vizyon Ergo’nun hayatta kalabilmesi için daima yaşamalıdır. Ergo kripto kışında doğdu ve o zamanlarda pek çok kişi merkeziyetsiz sistemlerin geleceğini ve değer yaratma yeteneğini yok saymaya başladılar; her şeye rağmen, biz durduk ve inşa etmeye devam ettik.
Sıklıkla, insanlar kısa dönem kazanç için uzun dönem gelişimi feda ederler. İyi zamanlar gelecektir, ve zor zamanlar gelecektir. Eğer Ergo dayanacaksa, prensipli olmalı ve sağlam dayanaklar üzerinde değer yaratmalıdır.
Kushti kimdir?
Alexander Chepurnoy (diğer adıyla kushti) Ergo Platformu’nun çekirdek geliştiricisidir, ve blokzincir gelişimi ve akıllı kontratlar alanında 2011'den beri aktiftir. NXT projesinin çekirdek geliştiricisiydi ve şu anda Chainlink olarak bilinen smartcontract.com projesini Sergey Nazarov’la 2014'te başlattı ve IOHK araştırma kurumunda adına 20'den fazla akademik yazı bulunmaktadır. NXT üzerine çalışırken, basit blokzincir dizaynı Scorex’i başlattı ve daha sonra bunu modüler bir blokzincir yapısına dönüştürdü. Bu proje 2015 Sonbaharı dolaylarında Charles Hoskinson’dan(Cardano), ilgi gördü ve Alex 2016 Ocak’ta IOHK’ya katıldı.
Token Ekonomisi Üzerine Bir Not
Ergo Platform başlangıçtan itibaren adil piyasa arzı (fair-launch) prensibini takip etmiştir. İlk Koin Arzı(ICO) yapmamıştır ve piyasaya sürülme öncesi kurucu ekibin kendine ön-kazım yaptığı bir pay bulunmamaktadır. Merkeziyetsizleşme ve adalet kişiden kişiye parasal sistemlerin önceliğidir. Kurumun payı kazılacak toplam arzın %4.37'sini oluşturmaktadır ve token ekonomisindeki bu temel unsurları değiştirmek mümkün değildir.
çeviri:root7Z
Kripto Araştırmacı & De-Fi Maksimalist